Saint Tropez Gezi Notları | Fransa
Merhaba!
Fransa’nın Côte d’Azur bölgesinin en ikonik noktalarından biri olan, efsanevi aktris Brigitte Bardot’un 1950’li yıllarda oynadığı “Ve Tanrı Kadını Yarattı” filmi ile büyük şöhret kazanan kasaba ; Saint Tropez’e doğru yolculuğa çıkalım mı?“Côte d’Azur” Fransızca “Mavi Kıyı” anlamına geliyor. Côte kelimesi kıyı, azur ise mavi anlamında. Bu isim bölgenin masmavi denizine ve gökyüzünün etkileyici güzelliğine atıfta bulunuyor.
Akdeniz’in kıyısında yer alan bu küçük ama pek meşhur liman kasabasına ulaşmak için biz Marsilya Havaalanı’ndan araç kiralayarak 2 saatlik keyifli bir yolculuk yaptık.
Hedefe ulaştığımızda görmek istediğimiz ilk yer Saint Tropez’in kalbi olan “Vieux Port” / “Eski Liman” oldu. Gözünüzü lüks yatlara doyuracak olan bu marina sosyal yaşamın merkezi konumunda. Burası sokak müzisyenlerinin canlı performansları eşliğinde, liman boyunca yürüyüş yapabileceğiniz veya liman çevresindeki kafe ve restoranlardan birinde oturup anın tadını çıkarabileceğiniz bir nokta. Sonrasında yönümüzü, dünyanın en başarılı pasta şeflerinden biri olan Cedriq Grolet’in dükkanına çevirdik. Tatlı düşkünlerini pek memnun edecek bu noktada , “Eclair Tropezienne” çok çok başarılydı. Bunun dışında “citron” gibi meyve görünümlü tatlılarını da denemenizi tavsiye ederim. “Tarte tropézienne” gibi yerel tatlıları denemek isterseniz La Tarte Tropézienne‘e gidebilirsiniz. Burada kiş ve flan da oldukça lezzetliydi.
Karnımızı ve gözümüzü doyurduktan sonra biraz da alışverişe yöneldik. Modaya ilgisi olanlar için bir sürü seçenek sunan Saint Tropez el işi ürünler sunan küçük butiklerden, aklınıza gelebilecek en lüks mağazalara kadar çok geniş bir yelpazeye sahip. Bunların yerine daha çok yerel kültürü deneyimlemek isterseniz, ziyaretinizi Salı ve Cumartesi günleri kurulan “Place des Lices” pazarına denk getirmenizi öneririm.
Son olarak günümüzü kasabanın panaromik manzarasını izleyerek sonlandırmak için Akdeniz’e hakim yüksek bir tepede konumlanan La Citadelle de Saint Tropez / Saint Tropez Kalesi’ne çıktık. 17. yüzyılın başlarında inşa edilmiş olan kale, bölgenin savunulmasında tarih boyunca kritik bir rol almış.
Günün yorgunluğunu atmak üzere konaklamak için Saint Tropez’e 10 km uzaklıkta bulunan Cogolin bölgesini tercih ettik. Pastel tonlarında evleri, duvarlardan sarkan begonvilleri ve el işi dükkanlarının vitrinleri ile her köşesi canlı bir tabloyu andıran Saint Tropez’i biz çok sevdik.
Dünyaca üne sahip bu tatil beldesini ziyaret ederseniz umarım siz de çok eğlenirsiniz. Seyahatlerimi benimle anlık takip etmek isterseniz instagram sayfama beklerim dunyanigenislet.
İyi tatiller!